YTÜ DSpace Kurumsal Arşivi

21. yüzyıl dönümünde insan kaynaklı afetlerde toplu göçler ve geriye dönüş sürecinde tarihi çevreye yönelik risklerin yönetimi

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.author Gündoğdu, Saadet
dc.date.accessioned 2022-12-28T08:41:25Z
dc.date.available 2022-12-28T08:41:25Z
dc.date.issued 2019
dc.identifier.uri http://dspace.yildiz.edu.tr/xmlui/handle/1/13192
dc.description Tez (Doktora) - Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019 en_US
dc.description.abstract Bu çalışma, 21. yüzyıl dönümünde son 25 yılda savaş, çatışma gibi insan kaynaklı büyük afetler sonucunda meydana gelen zorunlu toplu göçleri ve bu bağlamda kullanıcıları ile ilişkilendirilen somut- somut olmayan kültür mirasının koruma problemlerini tanımlamayı ve çözüm önerilerini bir metodoloji üzerinden geliştirmeyi amaçlamaktadır. Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) 2016- Küresel Eğilim Çalışması verilerine göre dünya üzerinde güvenlik nedeniyle zorunlu göç eden insan sayısı 2016 yılının sonuna kadar 65,5 milyon kişiye ulaşmıştır. UNISDR-Birleşmiş Milletler Afet Risk Azaltma Ofisi tarafından hazırlanan 2015- Afet Risk Azaltımında Küresel Değerlendirme Raporuna (GAR- Global Assesment Report) göre ise 2008- 2012 yılları arasındaki hava ile ilişkili afetler (iklimsel, hidrolojik, meteorolojik) sebebiyle yaklaşık 120 milyon insan, jeofiziksel (deprem, tsunami, yanardağ) olaylar sebebiyle 24 milyon insan yer değiştirmiştir. Savaş ve çatışmanın etkilerinin giderilmesi üzerine çalışan Heilderberg Uluslararası Çatışma Enstitüsü kuruluşu, çatışmanın yoğunluk derecesini fiziki ve insan üzerine etkisine göre değerlendirmektedir. Savaş ya da çatışmanın fiziki etkileri; altyapı, barınma, ekonomi ve kültürel değerler üzerinden tanımlanırken, insani etkileri; ölen, yaralanan, kayıp, zarar gören, mülteci ve yerinden edilen kişi sayısından elde edilen toplam etkilenen sayısına göre tanımlanmaktadır. Bu yıkımların dolaylı olarak sebep olduğu zorunlu toplu göçler hem somut hem de somut olmayan kültür mirasının kaybını hızlandırmaktadır. 21. yüzyıl dönümünde meydana gelen afetlerin sıklığındaki ve büyüklüklerindeki önemli artışlar kültür mirasına da büyük oranda zarar vermektedir. Mirası oluşturan mekânların hem fiziksel olarak hem de kullanıcılarıyla bir arada korunabilmesinin önemi afetler sonucu gerçekleşen göçlerle bir kez daha artmaktadır. Araştırmalar göç konusunun insanlık tarihi kadar eski olduğunu ve teknolojik gelişmelerle orantılı olarak ilerlediğini, sanayi devrimiyle ivme kazandığını göstermektedir. Özellikle 1990’lı yıllarda birlikte küreselleşme hareketi bilgi- iletişim teknolojilerindeki hız ve kapasiteleri artırmış, tüm dünya üzerinde yaşanan olayları etkilemiştir. Ayrıca bu durum afet yönetimine olan bakışı da değiştirmiştir. Bu çalışma kapsamında değerlendirilen süreç günümüz koruma sorunları bağlamında 21. yüzyıl dönümünde insan kaynaklı afetler sonucunda tarihi çevrede gerçekleşen ulusal ve uluslararası zorunlu toplu göçleri kapsamaktadır. İnsan kaynaklı afetlerin sebep olduğu tüm olumsuz durumların en aza indirilebilmesi ancak kültür mirasının korunması, afet riskinin azaltılması çalışmaları ile bir arada bütüncül bir yaklaşımla ve oluşacak risklerin doğru yönetilmesi ile mümkün olabilir. Savaş ve çatışma durumlarında kültür mirası gerek seçici/ hedefli yıkım ve gerek genel yıkım ile (tarihi çevre) zarar görmektedir. Bunların dışında üçüncü olarak, çatışma ortamı sebebi ile yasal prosedürün işleyememesi yasadışı kazıların ve eski eserlerin kaçakçılığını artırmaktadır. Ayrıca savaş, çatışma, iç karışıklıklar gibi büyük afetlere bağlı olarak yaşanan zorunlu toplu göçler de somut ve somut olmayan kültür mirasına zarar veren önemli riskler arasında yer almaktadır. Tarihi yerleşimlerde afetlere bağlı gerçekleşen zorunlu toplu göçlerde sadece insanlar göç etmemekte onlarla birlikte yaşanılan törenler, ritüeller, geleneksel üretimler mekâna bağlı, mekânla ilişkili olan kültürel değerler de terk edilmiş olmaktadır. Somut kültür mirasını oluşturan fiziksel mekânlar özgün kullanıcısı ile birlikte korunduğu zaman dolaylı olarak somut olmayan kültür mirası da korunmaktadır. Somut ve somut olmayan kültür mirasının ortaya çıktığı ve geliştiği özgün mekânlarında korunabilmesinde, afetlerle ortaya çıkan kriz durumunun en iyi şekilde yönetilebilmesi, eve dönüş çalışmalarının planlanması, en kısa sürede sağlanması, göç edenlere verilecek olan eğitimler, çalışmalar itici güç olarak tez kapsamında ele alınmaktadır. Somut olmayan kültür mirasının toplum için kültürel ve sosyal anlamda değerleri bulunmaktadır. Afet sonrasında bu değerleri korumaya çalışmak afetzedelerin yaşadığı sarsıntıyı daha kolay aşmalarını sağlayacaktır. Toplumsal bağları yeniden kurabilmek için yaşanılan bölgenin anıtsal yapılarının, sivil mimarlık öğelerinin, atölyelerde yapılan yerel üretimlerin afet sırasında ve sonrasında korunması toplumların afet sonrasında günlük hayata dönüşlerini kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle, kültürün devamlılığı, mekân ve kullanıcıların bir arada bulunması ile sürekliliğini devam ettirilmektedir. Afetler sonucunda zarar görmüş olan tarihi bölgelerde kültür mirasının korunması için kullanılacak olan yardım fonları dolaylı olarak; yer değiştirmiş olan insanların geriye dönebilmelerinde itici gücü oluşturma potansiyeline sahiptir. Böylece bölgenin yeniden canlanması, kültürün devamlılığı, mekânın asıl kullanıcısıyla bir arada tutulmasını “kültürel sürekliliği” sağlayacaktır. Tez çalışmasında, özellikle tarihi bölgelerde gerçekleşmiş olan insan kaynaklı afetler ve buna bağlı yaşanan zorunlu toplu göçlerle ilgili durumlar incelenmiş ve sonraki uygulamalara örnek teşkil etmesi açısından önemli veriler sunması sağlanmıştır. Çalışmada örnek olay araştırması olarak seçilen dört bölgeden üçü barışın sağlandığı ve diğeri ise savaşın şu anda sürmekte olduğu alanlardır. Ortak değerlere sahip olduğumuz, Osmanlı mirasının yoğun bulunduğu önemli çatışma bölgeleri Bosna Hersek, Kosova, Lübnan- Beyrut ve Suriye’de yaşanan savaş- göç sorunu üzerinden örnek olaylar incelenmiştir. Bosna Hersek’te 1992-1995 yılları arasında yaşanmış olan, Lübnan’da 1975-1990 yılları arasında, Kosova’da 1998-1999’da gerçekleşen savaş, göç, geri dönüş, kültür mirası ilişkisi ve yer değiştirme-kültürel sürekliliğin kopması durumu ardından 2011’den itibaren Suriye’de yaşanan aktif iç savaş ve göç durumunun hareket edilen ve gelinen yer açısından incelenerek elde edilen sonuçlara göre kültür mirasının göç durumlarında nasıl korunacağına dair önerilerin tanımlanmasını sağlamıştır. Türkiye’ye göç etmiş olan kişilerle yapılmakta olan etki değerlendirme çalışmaları; savaştan önceki tarihi/ sosyal doku, mimari kurgu çevre ilişkisi, mekân ve fonksiyon eylem ilişkisi, fizik mekândaki değişimler, savaş sonrası anayurt şeklinde başlıklar altında düzenlenmiştir. Bu üst başlıklar dâhilinde sorulan sorular yardımı ile yaşadıkları bölgelerdeki göçün tarihi mekânların korunması üzerindeki etkisine, kültür mirası algısına, anayurt-aidiyet duygusu ilişkisine dair, kültür mirasının göç ile etkilenen koruma durumunu tanımlamaya yönelik olarak hazırlanmıştır. Tez çalışmasının 4. bölümünde, “insan kaynaklı afetlere bağlı toplu göçler ve geriye dönüş sürecinde tarihi çevreye yönelik afet risklerinin yönetimi planlaması” tez çalışması sürecinde tespit edilen risklere/ problemlere, tez çalışmasında araştırılan örnek olaylar, etki değerlendirme çalışmalası ve araştırmalar sonucunda elde edilen verilerle yanıt oluşturacak sistematik bir model anlatımı tasarlanmıştır/ kurgulanmıştır. Model 3 evreden oluşan: a) çatışma/ savaş öncesi “risk azaltma ve hazırlık evresi”, b) çatışmanın/ savaşın başlaması- yayılması sürecinde ve çatışma/ savaş sırasında "izleme ve kapasite koruma evresi", c) çatışma/ savaş sonrasında rehabilitasyon evresi "eve dönüş ve tarihi doku rehabilitasyon sürecinin planlanması"nı içermektedir. Afet sonrası aşamasına yoğunlaşan ve de öncesi, sırası ve sonrası uygulamalarının tümünü kapsayan, örnek olay araştırmalarından sentezlemiş olan, “topluluk katılımı, kapasite geliştirme, sürdürülebilir kalkınma, vizyon, güvenlik, eşitlik, yeniden yapılandırma, uzlaşma” konularını içeren bir çözüm önerisi geliştirilmiştir. 1990 sonrası savaş ve çatışmaların önceki sürece göre, dolaylı veya direkt olarak kültür mirasına etkisi, değişen parametreleri, üzerine araştırma yapılan konunun çözüm yolunda, değişiklikler/ eklemeler yapılması gerektiğini göstermiştir. Kullanıcının konunun merkezini oluşturan kilit nokta olması, toplu göçlerde yer değiştirilmesi, geri dönüşün önemi, kültür mirasının yeni yapılanmadaki itici gücü yönetim sistemi ile bütünleştirilerek düşünülmelidir. Uzun süreli sürdürülebilir kalkınmanın afete maruz ülkenin kendi kaynakları, yerel yapı üretim bilgisi, özgün kullanıcısı katılımı ile sağlanmasının mümkün olması özgün kullanıcının geri dönüşünün ve de başarılı bir sürdürülebilirlik sağlanması için ülkeyi sürdürülebilir bir geri dönüşe hazırlama gerekliliğinin kanıtıdır. Burada mevcut olan risk durumunu fırsata çevirmek, kültür mirasının korunmasını itici güç olarak kullanmak sürdürülebilir bir çalışmanın temelini oluşturmaktadır. en_US
dc.language.iso tr en_US
dc.subject Kültür mirası koruma en_US
dc.subject Zorunlu toplu göç en_US
dc.subject Sürdürülebilir geri dönüş en_US
dc.subject Kültürel süreklilik en_US
dc.subject İnsan kaynaklı afetler en_US
dc.subject Afet risk yönetimi en_US
dc.title 21. yüzyıl dönümünde insan kaynaklı afetlerde toplu göçler ve geriye dönüş sürecinde tarihi çevreye yönelik risklerin yönetimi en_US
dc.type Thesis en_US


Bu öğenin dosyaları

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster