| dc.description.abstract | Bu tez çalışmasında Alpinizm ve dağ romantizmi üzerine yazan yabancı akademisyen ve 
araştırmacılardan esinlenilerek, Türkiye coğrafyasında modern dağ imgelerinin ortaya 
çıkışı ile yüksek coğrafi mekanların inşa edilmesine ilişkin sürecin İkinci Dünya 
Savaşı’nın bitimine kadar olan dönemdeki bir kesiti, büyük ölçüde Uludağ'ın mekansal 
üretimi üzerinden, geniş açılı ve uzun dönemli bir perspektifle incelenmiş ve bu 
doğrultuda Osmanlıdan Cumhuriyete geçişle birlikte modern dağ imgelerinin inşa 
edilmesinden dağ ve kış sporlarının ortaya çıkışına gelinceye kadar ki süreç, bu süreci 
var eden tarihsel, siyasal, toplumsal ve fiziko-sosyo-kültürel mekansal dinamikler 
dikkate alınarak farklı konu başlıkları altında analiz edilip sorunsallaştırılmıştır. Söz 
konusu incelemenin ana eksenini pre-moderniteden moderniteye geçiş teşkil eder. 
Diğer bir ifadeyle bu tezde modern dağ imgelerinin ortaya çıkışı ile yüksek coğrafi 
mekanların algılanışındaki değişimi izlemek ve kavramak modern öncesinden adım 
adım moderne geçişi ifade eden bir süreci imler. Bu bağlamda bu çalışmanın ürettiği 
metinde, Erken Cumhuriyet’te modern dağ imgelerinin inşası ile yüksek coğrafi mekan 
algısında ortaya çıkan değişim ve söz konusu değişimin, mimarlığın ana konularından 
olan yapılar ve yapılı çevreyle birlikte fiziksel çevre kavranışı ve fiziko-sosyo-kültürel 
mekansal üretimler ile olan ilişkisi “modern öncesi” ve “modern” bağlamsal olguları 
odağında irdelenmiştir. Bunun yanı sıra söz konusu bu süreç modern bir yönetim tarzı olarak sosyal devlet olgusunun gelişimiyle koşutluk içinde ele alınmış ve bu doğrultuda 
aynı zamanda H. Lefebvre’nin mekan üretimine ilişkin düşünceleri referans alınarak, 
dağ ve kış mekanlarının inşası siyasal bir etkinlik programı dahilinde gerçekleştirilen 
mekansal üretimler olarak incelenmiştir. Dolayısıyla bu çalışma mimarlık tarihi ile 
sosyal bilimlerin ve kültürel çalışmaların arakesitinde biçimlenmektedir. Burada 
metodolojik olarak disiplinlerarası ve eleştirel bir yaklaşım tercih edilirken, mimarlığı 
sadece yapılar ve yapılı çevre üzerinden değil, fiziksel ve kültürel mekan üretimi, fiziksel 
çevre kavranışı ve sosyal mekansal pratikler bağlamında ele almak amaçlanmıştır. Tezin 
ana konusunu 1928-1945 yılları oluşturmaktadır. Ancak, konunun Türkiye 
coğrafyasında tarihsel süreç içinde geçirdiği dönüşümü anlamak üzere Geç Osmanlı 
dönemi ile Avrupa kültür coğrafyasındaki duruma da kısaca değinilmiştir. Bu 
doğrultuda çalışma, tezin konusunu belirleyen problem tanımı ile ilgili kuramsal 
çerçeveyi ortaya koyan giriş bölümünün ardından, eleştirel söylem analizi ile her biri 
konuyu farklı bir açıdan kendi içinde irdeleyen ve tartışan beş bölümden oluşmaktadır. 
Modern dağ imgelerinin ortaya çıkışı ile yüksek coğrafi mekanların inşa edilmesi, Erken 
Cumhuriyet’teki siyasal, toplumsal, zihinsel ve kültürel dönüşümlerle birlikte ulus 
devletin ve milli kimliğin inşa edilmesine olduğu kadar doğa ve fiziksel çevre 
kavranışına, turizm, dağ ve kış sporları ile milli park ve doğal çevre korumanın sosyal
tarihine, görsel kültürdeki değişimlere, gündelik hayat, boş zaman ve tatil kültürüne, 
popüler tüketim örüntülerine ve imge üretimine, siyasi ve sivil aktörlerin mantalite 
tarihine ışık tutacak çok önemli veriler içermesine karşın Türkiye’de tarih yazımında hiç 
konu edilmemiştir. Bu açıdan tez, hiç dikkate alınmamış bir konuyu gündeme taşımakla 
birlikte, aynı zamanda Türkiye modernleşmesini farklı açılardan çözümlemek üzere yeni 
akademik çalışmalara konu oluşturacak problem alanları ortaya çıkarıp işaret 
etmektedir. | tr |